باب: أجر
الخادم إذا
تصدق بأمر
صاحبه غير
مفسد.
25. Hizmetçinin, İsrafa Kaçmadan Efendisinin Emri İle Sadaka
Vermesi Halinde Alacağı Sevap
حدثنا
قتيبة بن
سعيد: حدثنا
جرير، عن
الأعمش، عن
أبي وائل، عن
مسروق، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
قال
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم: (إذا
تصدقت المرأة
من طعام
زوجها، غير
مفسدة، كان
لها أجرها،
ولزوجها بما
كسب، وللخازن
مثل ذلك).
[-1437-] Aişe r.anha'dan nakledildiğine göre Resûl-i Ekrem Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kadın, evin yiyeceğinden, aile
huzurunu kaçırmadan ve israfa kaçmadan infak ettiği zaman kendisi infak
sevabını, kocası da o yiyeceği kazanmış olmanın sevabını alır. Malı koruyan
kişi de aynı sevabı alır."
حدثنا
محمد بن العلاء:
حدثنا أبو
أسامة، عن
بريد بن عبد
الله، عن أبي
بردة، عن أبي
موسى، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال:
(الخازن المسلم
الأمين، الذي
ينفذ - وربما
قال: يعطي - ما
أمر به، كاملا
موفرا، طيب به
نفسه، فيدفعه
إلى الذي أمر
له به، أحد
المتصدقين).
[-1438-] Ebu Musa r.a.'den nakledildiğine göre, Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurmuştur:
"Kendisine verilen emri mükemmel bir şekilde, gönül huzuru içinde yerine
getirip emredilen kişiye ileten müslüman ve güvenilir bir mal koruyucusu
(hazin) sadaka veren iki kişiden biridir,"
AÇIKLAMA: Ibnü'l-Arabî şöyle
demiştir: Selef alimleri, kadının, kocasının evinden verdiği sadaka konusunda
görüş ayrılığı içindedir. Bazı alimler, bunu, malı azaltmayacak nitelikte az
olan şeylerde caiz görmüştür. Bazıları, bunun, genel olarak bile olsa, kocanın
verdiği izin olması haline yormuştur. Buharî'nin tercihi de bu yöndedir.
Bundan dolayı, konu başlığında, "emri ile" ifadesini özellikle
koymuştur. Buradaki ölçünün örf ve adet olması da muhtemeldir.
Verilen sadakanın, aile dirliğini bozmayacak ve israfa
kaçmayacak şekilde olması Buharî ve Müslim'in ittifakla naklettiği bir
kayıttır.
Bazı alimler şu görüştedir: Hanım, köle ve malt koruyan kişinin
nafakası mal sahibinin yararına olacak şekilde aile efradına yapılacak
harcamalardır. Söz konusu kimseler, izinsiz olarak, mal sahibi adına fakirlere
sadaka vermeye kendi başlarına karar verme yetkisine sahip değildir.
Bazı alimler de, hanım ile köleyi farklı değerlendirmişlerdir.
Onlara göre, hanımın, kocasının malında hakkı vardır. Bundan dolayı da onun
malından sadaka vermesi caizdir.
Fakat hizmetçi böyle değildir. Onun, efendisinin malında
tasarrufta bulunma yetkisi bulunmadığı için izin alması şart koşulmuştur. Kadın,
kocasından olan hakkını aldıktan sonra aldığı bu maldan sadaka verirse zaten
bu, kadının kararına kalmış bir durum olur. Eğer hakkının dışında diğer
mallardan sadaka verirse mesele yukarıdaki tartışma alanına girmiş olur.
باب: أجر
المرأة إذا
تصدقت، أو
أطعمت، من بيت
زوجها، غير
مفسدة.
26. Kadın'ın, Kocasının Evinden İsrafa Kaçmadan Sadaka Vermesi
Halinde Alacağı Sevap
حدثنا
آدم: حدثنا
شعبة: حدثنا
منصور
والأعمش، عن
أبي وائل، عن
مسروق، عن
عائشة رضي
الله عنها،
عن
النبي صلى
الله عليه
وسلم، تعني:
(إذا تصدقت
المرأة من بيت
زوجها).
[-1439-] Aişe r.anha'nın naklettiğine göre, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem: "Kadın, kocasının evinden sadaka verdiği zaman" buyurmuştur.
حدثنا
عمر بن حفص:
حدثنا أبي:
حدثنا
الأعمش، عن
شقيق، عن
مسروق، عن
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (إذا
أطعمت المرأة
من بيت زوجها،
غير مفسدة،
لها أجرها،
وله مثله،
وللخازن مثل
ذلك، له بما
اكتسب، ولها بما
أنفقت).
[-1440-] Aîşe r.anha'nın naklettiğine göre, Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve
Sellem şöyle buyurmuştur; "Kadın, kocasının evinden, aile huzurunu
kaçırmadan ve israfa kaçmadan infak ettiği zaman bunun sevabını alır. Aynı
sevap kocasına da yazılır. Malı koruyan kişi de aynı sevabı alır. Koca, o malı
kazanması sebebiyle, kadın da tasaddukta bulunması sebebiyle sevap
kazanır."
حدثنا
يحيى بن يحيى:
أخبرنا جرير،
عن منصور، عن
شقيق، عن
مسروق، عن
عائشة رضي
الله عنها، عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال: (إذا
أنفقت المرأة
من طعام
بيتها، غير
مفسدة، فلها
أجرها،
وللزوج بما
اكتسب،
وللخازن مثل
ذلك).
[-1441-] Aişe r.anha'dan nakledildiğine göre Resul-i Ekrem Sallallahu
Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Kadın, evin yiyeceğinden, aile
huzurunu kaçırmadan ve israfa kaçmadan infak ettiği zaman kendisi, infak
sevabını, kocası da o yiyeceği kazanmış olmanın sevabını alır. Malı koruyan
kişi de aynı sevabı alır."
AÇIKLAMA: Malı koruyan
kişinin sevap alması, Ebu Musa hadisinde belirtilen şartların yerine gelmesine
bağlıdır.
İlk akla gelen anlama göre, sayılan kişilerin hepsinin aldığı
sevap eşittir. "Misil" kelimesi ile, malı kazanan kimsenin sevabı en
fazla olsa bile, hepsinin sevap alma bakımından benzer olduğu da anlaşılabilir.
Burada kasdedilen, sevap bakımından bir ortaklık ve rekabetin olmadığını
göstermektir. "Misil" kelimesi İle, her birinin aldığı sevabın eşit
olduğu da kasdedilmiş olabilir.
Hadis, emanete riayetin, cömertliğin, hayır işleriyle
uğraşmanın, hayırlı işlere yardım etmenin faziletli davranışlar olduğunu
göstermektedir.